29 Haziran 2011 Çarşamba

Vallahi Biz de Yolumuzdan Dönmeyeceğiz

16 Temmuz’da Hatay’a doğru yola çıkacak olmamıza ithafen hareketin adı “16 Temmuz Gençlik Hareketi” olmuştu. Hararetli geçen birinci toplantıdan sonra ikinci toplantı için çağrı yapıldı.

İlk toplantıda akşam namazını beraberce eda edip dağıldığımız mescitte buluşacaktık. İlk buluşmanın tadı damağımdaydı. Sultanahmet’te iki arkadaşla buluşup Fatih’e yürüdük.

Mescite yaklaştıkça heyecanım daha da büyüyordu. Her adımda aklıma “hürriyet” için sokaklara dökülen gençler geliyordu. Ben de onlar için bir şey yapmak istiyordum. Suriyeli kardeşlerimin gerçekleştireceklerini ümit ettiğim devrimde, Allah’ın bana da bir görev vereceğine inanıyordum.

Mescide yaklaştığımda Türkiye’de zihinlerimize kazınan “bizden devrim çıkmaz” söylemi aklıma geliverdi. Kendi kendime “Acaba ilk toplantıdaki gibi kalabalık olacak mıyız?” diye sormaya başladım. Ezberleri bozmak kolay değildi elbet. Şeytan tetikte bekliyordu.

Avluya girdiğimde hemen camdan içeri baktım. O an içimin yağları eridi. İlk toplantıdan daha kalabalık bir gençlik kitlesi içeride tartışıyordu. “Esselamunaleyküm” deyip Ortadoğudaki tüm sınırları yıkarcasına içeri girdim. “Aleykümselam” cevabını alınca, “Hala bir ümit var Selman” dedim içimden.

Mescitte yapılan toplantı genele açıktı. Yürütme kurulu toplantısı başka bir mekanda yapılacaktı. Genel toplantı bittikten sonra akşam namazları kılınıp Yürütme Kurulu olarak At Pazarı Meydanı’na geçildi.

Otuz kişiydik. Mekana yerleşmemiz biraz zaman aldı. Bu gençlik devrimine yürek değil, sandalye de dayanmıyordu.

Derviş devrimcilerin çayı demli olur deyip çaylarımızı söyledik. Ana gündem maddelerini istişare ettik. Hakan Albayrak’ın hafta içinde “16 Temmuz Gençlik Hareketi” bildirisini köşesinde yayınlayacağı haberiyle mest olduk. Türkiye’nin dört bir tarafından arayanlar telefonlarımızı bir an olsun boş bırakmıyordu. Allah’a şükürler olsun, farklı düşüncelere sahip olmamıza karşılık hep orta yolu bulduk.

Dağılırken herkes birbirine sıkıca sarıldı. Yüzler gülüyordu. Mutluyduk. Çünkü Müslüman kardeşlerimiz için yola çıkmıştık. O an aklıma Suriyeli devrimci bir genç geldi.

Devrimci gencin bulunduğu şehir muhaliflerin eline geçmiş. Bir haftadır muhalifler şehri kontrol ediyorlarmış. Bu genç bir gün Şam’a gelmiş. Şam’daki bir grup gençle buluşmuş. Kendisine halini hatrını soranlara, “Vallahi bir haftadır hürriyet’in tadını aldım. Bir daha da bırakmayacağım!” cevabını veriyormuş.

Biz de Türkiyeli gençler olarak hayatımızda ilk defa hürriyet isteyen kardeşlerimize destek olmanın heyecanını ve hazzını aldık. Vallahi biz de yolumuzdan geri dönmeyeceğiz!

Selman Maltaş

1 yorum:

  1. Biz de Türkiyeli gençler olarak hayatımızda ilk defa hürriyet isteyen kardeşlerimize destek olmanın heyecanını ve hazzını aldık. Vallahi biz de yolumuzdan geri dönmeyeceğiz! bu ne güzel tespittir!

    YanıtlaSil